Antik DNA, ölü canlılardan elde edilen genetik materyali tanımlar. Bu genellikle diş ve kemik gibi kalıcı dokulardan alınır ve dolayısıyla belirli bir süre boyunca korunabilir. Ancak, nadiren toprak tortusu veya kurumuş dışkı gibi daha zor numunelerden de antik DNA elde edilebilir.
Arkeologlar için, kazılardan çıkan çeşitli materyaller tarihi anlama açısından büyük önem taşır. Benzer şekilde, antropologlar kazılardan çıkan kemikler üzerinde morfolojik çalışmalar yaparak birçok soruya açıklık getirebilirler.
Antik DNA elde etmek için kullanılan kimyasal yöntem PCR'dir. PCR, polimeraz zincir reaksiyonu olarak bilinen, DNA gibi kalıtsal özellik gösteren nükleik asitleri çoğaltmak için kullanılan bir tekniktir. Bu teknik, ısıtma ve soğutma adımlarını kullanarak tek bir kopyadan milyonlarca çoğaltma yapabilir. Özellikle antik DNA çalışmalarında nadiren bulunan ve tahrip olmuş DNA örneklerini çoğaltmak için önemli bir tekniktir.
Antik DNA'nın elde edilmesi sırasında bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Bunlar, kontaminasyon, DNA degradasyonu ve PCR inhibitörleri gibi faktörlerdir. DNA degradasyonu, DNA çalışmaları sırasında karşılaşılan önemli bir sorundur. Bu sorunu önlemek için kazı alanında bulunan DNA örneği, bozulmaması için soğuk ve kuru bir ortamda muhafaza edilmelidir.
Bilinen en eski antik DNA örneği, yaklaşık bir milyon yıl öncesine ait olan Sibirya'daki permafrostta (donmuş toprak) bulunan üç mamut dişinden elde edilmiştir. Bu çalışma sırasında, iki farklı mamut grubundan DNA örneği elde edilmiştir. Örneklerden biri 'Krestovka' grubuna ait iken, diğeri 'Adycha' olarak adlandırılan başka bir gruba aittir. Mamut fosilleri, Moskova'daki Rusya Bilimler Akademisi'nde muhafaza edilmektedir.