Ülkemizde yaklaşık 2000 türü bulunan arılar (Apidae), böcekler sınıfında yer almaktadır. Bir arı kolonisi aynı anda yaklaşık 80.000 arıya ev sahipliği yapabilir. Arıların karın alt tarafındaki tabakalar arasında balmumu salgıları bulunur. Bu balmumu, arıların larvaların içinde geliştiği petek biçimli yapıyı meydana getirmelerini sağlar.
Arılar, ekosistem içinde çok önemli bir role sahiptir. Çiçekler arasında polen taşımaları, bitkilerin ve ağaçların meyve vermesini, tohumlarını saçmasını sağlar. Bu görevleri, ekosistem döngüsünde kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, arılar biyoçeşitliliğin korunmasında da büyük bir rol oynar.
Arıların polen taşıma sürecinde yaptıkları polinasyon, bitkilerin üremesine destek olarak ekosistemlerin devamlılığını sağlar. Polinasyon sayesinde bitki türleri çoğalır, bu da biyoçeşitliliğin korunmasına yardımcı olur. Böylece, arılar bitki döngüsüne katkıda bulunurken, doğadaki yaşamı sürdüren önemli canlılar arasında yer alırlar.
Atmosferdeki karbon dengesinin düzenlenmesinde de arıların önemli bir işlevi vardır. Arılar, bitkilerin oksijen üretimine dolaylı olarak katkıda bulunur. Bu ekosistem hizmeti, yalnızca bitkilerin yaşamını devam ettirmekle kalmaz, aynı zamanda hayati oksijen döngüsüne de katkı sağlar. Dolayısıyla, arıların ekosistem üzerindeki etkisi son derece geniştir.
Son yıllarda, dünya genelinde arı kolonilerinde önemli bir azalma gözlemlenmiştir. Araştırmalar, bu düşüşün %40’lara kadar ulaştığını göstermektedir. Bu ciddi azalışın başlıca nedeni, insan kaynaklı faktörlerdir. İnsan aktiviteleri, arıların yaşam alanlarını tahrip ederek, koloniler üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Zirai ilaçların kullanımı, yaşam alanlarının kaybı, küresel iklim değişikliği ve hastalıklar, arı popülasyonlarını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Arıların sayısındaki bu azalma, yalnızca bitki çeşitliliğini değil, tarım verimliliğini ve gıda güvencesini de doğrudan etkilemektedir. Bu yüzden, arıların korunması ve sürdürülebilir yönetimi, ekosistem ve insanlık için hayati bir öneme sahiptir.