Son yıllarda rahim (endometriyal) ve yumurtalık (ovaryan) kanseri insidansında belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Global biyoistatistiksel verilere göre, yıllık yaklaşık 300.000 kadın rahim kanseri tanısı alırken, 240.000 kadına yumurtalık kanseri tanısı konmaktadır. Bu artış hem teşhis yöntemlerindeki ilerlemeler hem de çevresel ve genetik faktörlerin etkisiyle ilişkilendirilmektedir.
Özellikle Batı ülkelerinde, rahim kanseri insidansı Asya ve Afrika ülkelerine kıyasla daha yüksektir. Bu farklılık, beslenme alışkanlıkları, obezite oranları ve hormon replasman tedavisi gibi faktörlerle açıklanabilir. Yumurtalık kanseri ise genellikle asemptomatik bir seyir izlediği için tanı konulduğunda ileri evrelerde olma eğilimindedir.
Genetik Mutasyonlar ve Moleküler Mekanizmalar
BRCA1 ve BRCA2 Mutasyonları: BRCA1 ve BRCA2 genlerinde meydana gelen mutasyonlar, DNA onarım süreçlerinde kritik öneme sahiptir. Bu genlerin mutasyonları, homolog rekombinasyon yoluyla DNA hasarının onarımını bozar, bu da genomik instabiliteye ve kanser gelişimine yol açar. BRCA1 ve BRCA2 mutasyonları, yumurtalık kanseri gelişiminde önemli bir risk faktörü olup, taşıyıcılarda yaşam boyu risk %40-60 oranında artar.
PTEN Mutasyonları: PTEN geni, hücresel proliferasyonu ve apoptozu düzenleyen tümör baskılayıcı bir gendir. PTEN geninde somatik mutasyonlar, özellikle endometriyal kanser vakalarının yaklaşık %20'sinde görülür. PTEN kaybı, PI3K/AKT yolunun aşırı aktivasyonuna yol açar, bu da hücre büyümesini kontrolsüz hale getirir.
Rahim ve yumurtalık kanserlerinde, PI3K/AKT/mTOR ve MAPK/ERK yolakları gibi anahtar sinyal yollarının mutasyonlu aktivasyonu yaygındır. Bu yollar, hücre proliferasyonunu, büyümesini ve hayatta kalmasını destekler. Ek olarak, tümör mikro çevresinde anjiyogenez ve invazyon gibi süreçler de kanserin ilerlemesine katkıda bulunur. Hücre döngüsünün düzenlenmesinde rol oynayan p53, p16INK4a gibi tümör baskılayıcı genlerdeki mutasyonlar da bu kanser türlerinde sıkça görülmektedir.
Erken tanı ve tedavi, özellikle BRCA mutasyon taşıyıcıları gibi yüksek risk gruplarında kritik öneme sahiptir. Genomik profilin belirlenmesi ve hedefe yönelik terapiler, bu kanser türlerinin yönetiminde umut verici stratejiler sunmaktadır. Gelecekte, moleküler biyolojideki ilerlemelerle birlikte kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarının artması beklenmektedir.
Integrated genomic characterization of endometrial carcinoma | Nature
https://acsjournals.onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.3322/caac.21660
“Endometrial Cancer: Epidemiology, Risk Factors, and Prevention” Felix AS, Yang HP, Bell DW, Sherman ME, Clinical Obstetrics and Gynecology, 2011