Hadi yazımıza bir soruyla başlayalım: “Maddenin en küçük yapı taşı nedir?” Atom? Proton? Elektron? Kuarklar? Peki daha önce sicim teorisini duymuş muydunuz? Bu teori evrenin tamamının aslında boyutu Plank uzunluğu kadar olan (ki bu da 10-35 kadar küçük bir sayıya denk gelmekte) ve titreşen bir boyutlu sicimlerden oluştuğunu öne sürmektedir. Peki bu teori neden var?
Önceki yazılarımızdan da bildiğiniz üzere fiziğin, evreni iki temel başlıkta incelediğini söylemiştik: Klasik fizik ve Kuantum fiziği. Çünkü biliyoruz ki tüm evren için genel bir fizik yani “her şeyin teorisi” henüz ortaya koyulabilmiş değil. İşte sicim teorisi tam da bu noktada devreye giriyor. Bu teoriyle evrendeki tüm parçacıkları ve birbirleriyle olan etkileşimlerini açıklayabilir miyiz? “Her şeyin teorisi”ni ortaya koyabilir miyiz?
Belki de bu sorulara cevap bulmadan önce sicim teorisine daha yakından bakmalıyız. Bu teorinin aslında tüm evrendeki parçacıkları açıklamaya çalıştığını söylemiştik. Yani teorinin ana mantığında atomlar, onlardan daha küçük olan elektron, proton ve nötronlardan; onlar ise kuarklardan ve kuarkların ise sicimlerden oluştuğunu savunuyor. Peki birbirinin aynı ve tek boyutlu olan bu sicimler nasıl oluyor da evrendeki birbirinden bağımsız ve farklı şeyleri oluşturabiliyor? Bunun sebebi ise her bir sicimin farklı bir frekansta titreştiği fikriyle açıklanıyor.
Bizim bildiğimiz 4 boyutun (3 uzay 1 zaman) aksine bu teoride genel anlamda 10 boyut olduğu öne sürülür tabi işin içine gözlemlenmesi mümkün olmayacak ekstra boyutlar da girebilir. Ancak unutulmaması gereken nokta, bu ekstra boyutların deneysel olarak doğrulanmamış olması ve şu anda sadece teoriden ibaret olmalarıdır.
Sicim teorisi henüz, günlük hayatta kabul edilen diğer teoriler gibi onaylanmış veya deneylerle kanıtlanabilir bir teori değil. Bu yüzden şu an için sadece bir varsayımdan oluşuyor. Oldukça karmaşık olan bu konuyu açıkladığımız yazımız umarız ki size yardımcı olmuştur, bir sonrakine kadar hoşçakalın!