Bir günde yaklaşık 40.075 kilometre, her saniye ise 465 metre dönen Dünya’nın dönüşünü neden hissetmeyiz, hiç düşündünüz mü? Her gün, her dakika, her saniye dönmekte olan Dünya…
Her ne kadar sayılar bize, hızının oldukça yüksek olduğu izlenimini verse de bu Dünya’nın büyüklüğü karşısında küçük bir değer olarak kalmaktadır. Bunun dışında asıl ve en önemli sebep ise bizim Dünya ve içerisinde yer alan dağlar, denizler, okyanuslar, atmosfer ve tüm bu oluşumlarla bir sistemin parçası olmamızdır.
Buna bir örnek verecek olursak, sizi ve geri kalan tüm yolcularıyla birlikte hareket halinde olan bir uçağı ele alalım. Camdan dışarı bakıncaya kadar uçtuğunuzu kanıtlayacak bir sebep olmayacaktır ortada. Çünkü siz de araçla aynı ve sabit hızla ilerliyor bir nevi onun hızına ayak uyduruyor olacaksınız. Ne zaman ki dışarı bakar ve bulutların da hareket halinde olduğunu görürseniz uçtuğunuzu anlayacaksınız.
Buradan varmak istediğimiz nokta ise elinizi camdan dışarı çıkarmadığınız veya doğrudan dışarıyı gözlemlemediğiniz sürece o sistemin bir parçası olarak hızı algılamanız mümkün olmayacaktır.
Şimdi ise içinde bulunduğunuz aracın aniden yavaşladığını varsayalım. Sizin ise öne doğru savrulmanız ve bir anda arkanıza yapışmanız söz konusu olacaktır. Aynı şekilde Dünya da eğer sabit hız yerine ivmeli bir hareket gerçekleştiriyor olsaydı dönüş hızını sürekli hissediyor olacaktık.
Hızını sabit olarak kabul etsek de aslında Dünya’nın hızı insan algısı için çok küçük bir miktarda da olsa yavaşlamaktadır. Bunun bazı sebepleri ise Ay’ın çekimi, atmosfer olayları Dünya’nın içerisinde gerçekleşen jeolojik değişimlerdir. Yine de milyonlarca yıl geçmeden belirgin bir fark oluşturmamaktadır.
Umarız ki sizin için keyifli bir okuma olmuştur. Bir sonraki yazımıza kadar görüşmek üzere!