Akciğer Naklinde Bir İlk: Domuzdan İnsana Nakil!

İçerik Yazarı: Berra Dilsizler

Editör: Ayşe Bayram

Tasarım: Zeynep Esra Uzel

Amerika ve Çin’de en az 500 kişi genetiği modifiye edilmiş domuzlardan kalp, böbrek ve karaciğer gibi organlar almışlardır. Nakledilebilir organlar arasından akciğerler, en yoğun kılcal damar ağına sahip olduklarından bağışıklığı tetikleyemeye ve doku zedelenmesine yol açmaya daha eğilimlidirler. Bu da akciğerleri nakledilmesi en zor organlardan biri haline getirmektedir.

Tarihte ilk kez genetik olarak modifiye edilmiş domuzdan alınan akciğerler beyin ölümü gerçekleşmiş 39 yaşındaki hastaya nakledildi. Organ 9 gün boyunca hayatta kaldı fakat 9. gün hastanın ailesinin isteğiyle bu işleme son verildi. Araştırma geçtiğimiz günlerde Nature Medicine dergisinde yayımlandı.

Çin’deki Chengdu Clonorgan Biyoteknoloji adlı araştırma şirketi tarafından nakledilen sol akciğer, genomu üzerinde 6 düzenleme yapılmış bir domuzdan alınmıştır. 6 düzenlemeden 3 tanesi organın bağışıklığa karşı risklerini azaltmak için çıkartılmış 3 tanesi ise vücudun organı reddetme durumundan korunmak için eklenmiştir.

Herhangi bir organ reddine, enfeksiyona ya da greft ile alakalı bir soruna ilk üç gün rastlanmamıştır. Bununla birlikte nakilden bir gün sonra akciğerin şiştiğini ve nakil işlemi sırasında bir süre oksijensiz kalmaktan dokuya zarar geldiği fark edilmiştir. Araştırmacılar, üçüncü ve altıncı gün organa saldıran antikorların neden olduğu hasarı gözlemlemişler fakat dokuzuncu gün akciğerdeki hasarın azaldığını belirtmişlerdir.

Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nde nakil cerrahı olan Wayne Hawthorne, bir sonraki adımın akciğer ksenotransplantasyonu (türler arası nakil) üzerine küçük klinik çalışmalar olacağını söyledi. Ayrıca, akciğer ksenotransplantlarının başka tedavi seçenekleri olmayan son evre akciğer hastalığı olan insanlar için kullanılabileceğini de ekledi. 

Araştırmacılar organ korumasının iyileştirilebileceğini, kan pıhtılaşmasını ve bağışıklık sisteminin organa saldırmasını önlemeye yardımcı olan koruyucu genlerin eklenmesi gibi genetik modifikasyonların hasar riskini azaltabileceğini belirttiler. Her gün onlarca kişinin organ nakli beklerken hayatını kaybettiği göz önünde bulundurulduğunda bu çalışmanın sonuçları gelecek ve bilim için umut vadedicidir.