Kanser maalesef modern çağın en zorlu hastalıklarından biri olarak insanlığı sınarken onu yenmek için geliştirilen tedaviler arasında öyle bir molekül var ki keşfi tamamen tesadüfe dayanır: Cisplatin.
Bir deneyde tesadüfen fark edilen bu platin kompleksi, bugün hâlâ milyonlarca hastanın yaşam süresini uzatan en güçlü kemoterapi silahlarından biridir. Bu durum bilimin ne kadar sürprizlerle dolu olduğunu ve tesadüflerin bazen insanlığa umut ışığı olabileceğini çok iyi gösteriyor.
1960’larda Amerikalı biyokimyacı Barnett Rosenberg, hücrelerin elektrik alanı altındaki davranışlarını incelerken kullandığı platin elektrotlar çözeltiye karışarak yepyeni bir bileşik oluşturdu. Rosenberg, bu bileşiğin hücrelerin bölünmesini durdurduğunu fark ettiğinde büyük bir buluşa imza atmış oldu. Analizler, bu maddenin aslında cis-diamminedichloroplatinum(II) yani Cisplatin olduğunu ortaya koydu.
Cisplatin’in gücü basitliğinde gizliydi. Hücreye girdiğinde DNA zincirine özellikle de guanin bazları üzerinden kovalent bağlarla tutunuyordu. Bu etkileşim: DNA’nın yapısının bükülmesine, çoğalmanın engellenmesine, onarım mekanizmalarının iflas etmesine yol açıyordu.
Sonuç olarak tümör hücreleri bölünemez hâle geliyor ve apoptoz başlıyordu. İşte bu nedenle Cisplatin, 1970’lerden itibaren testis, yumurtalık, akciğer ve mesane kanserlerinin tedavisinde devrim niteliğinde bir ilaç olarak kabul edilmeye başlandı.
Lakin, her mucize ilacın bir gölge tarafı vardır: Cisplatin’in yan etkisi ise böbreklerde toksisite. Bu durum bilim insanlarını daha güvenli alternatifler geliştirmeye yöneltti.
Böylece 1980’lerde yumurtalık kanserinde uygulanan daha daz yan etkili Carboplatin, 1990’larda ise kolorektal kanser tedavisinde çığır açan Oksaliplatin üretildi.
Cisplatin’in keşfi, tıp tarihinde bir dönüm noktası oldu. Basit görünen bir metal kompleksi kimya ile biyolojinin birlikte ne kadar güçlü sonuçlar doğurabileceğini gösterdi. Ayrıca, günümüzde bilim insanları, Cisplatin’in yol açtığı ağır yan etkileri en aza indirmek ve tedaviyi daha hedefe yönelik hâle getirmek için farklı platin türevleri üzerinde yoğun biçimde çalışıyor.
Rosenberg, B., VanCamp, L., Trosko, J. E., & Mansour, V. H. (1969). Platinum compounds: A new class of potentantitumour agents. Nature, 222(5191), 385–386.
Kelland, L. (2007). The resurgence of platinum-basedcancer chemotherapy. Nature Reviews Cancer, 7(8), 573–584
Dasari, S., & Tchounwou, P. B. (2014). Cisplatin in cancertherapy: Molecular mechanisms of action. European Journal of Pharmacology, 740, 364–378.
Dilruba, S., & Kalayda, G. V. (2016). Platinum-baseddrugs: Past, present and future. Cancer Chemotherapyand Pharmacology, 77(6), 1103–1124